Page 152 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 152

MUHAREBEDEN
                                                                         Basında
                                AYRINTILAR /                        ÇANAKKALE
                                18 MART ZAFERİ                                                                      İkdam, 29 Mart 1915
                                                                          ZAFERİ
                                                                          1915-1916

                      “Saat dörde çeyrek kala muharebe yine kesb-i şiddet eyledi. Bu sırada Fransız Bove gemisinin, hâsıl olan müthiş
                                                     bir yaradan batmağa başladığı müşahede olundu”


                                                                   “Tarlalarda kuyu açtırmak isteyen, zırhlılara müracaat etsin”
                                                                   Muhabir, “Çanakkale Mektupları II / Ferda-yı Zaferde İlk Tahassüsler
                                                                   (Zaferin Ertesi Günü İlk İzlenimler)” başlığı altında 6 Mart 1331(Rumi)
                                                                   tarihinde olanları ve zâyiâtımızı şu şekilde aktarıyor:
                                                                   “… Zâyiâtımıza gelince, bunun lehü’l-hamd (Allah’a hamd olsun) hiç
                                                                   mesabesinde olduğuna itimat ediniz. Hakikati kat‘iyyen ketm (gizlemeye)
                                                                   ü ihfâya (saklamaya) lüzum görmeyerek te‘mîn ederim ki, 5 (18) Mart’ta
                                                                   zırhlıların atmış olduğu sekiz-on bin mermi, kâbil-i tamir olmak şartıyla
                                                                   ancak bir topumuzu hasara uğratmış, o da derakap (derhal) tamir
                                                                   olunmuştur. Şehid ve mecruhlarımızın miktarı da zannolunmayacak derece
                                                                   cüz’idir. Bazı mevâzı‘-ı müstahkememizin (müstahkem mevzilerimizin)
                                                                   toprak siperlerinde husule gelen bozukluklar, süratle tamir edildiğine göre
                                                                   hasarâttan bile ma‘dûd olamaz (sayılamaz). Düşmanın en büyük tahribatı hâlî
                                                                   (boş) tarlalarda, kırlarda görülmektedir. Oralarda beş-on dakika gezerseniz
                                                                   bostan kuyuları gibi açılmış birçok çukurlar göreceksiniz ki bunlar,
                                                                   hedefe isabet etmeyerek ötede beride patlayan dânelerin âsâr-ı tahribidir
                    (tahrip eserleridir). Hatta arkadaşlardan biri, mermilerin açtığı bu kuyuları gezip gördüğümüz zaman hasımlarımızın kuvvâ-yı
                    müstahkememize karşı hiçbir şey yapamadıklarına imaen ‘Gazetenizle ilan ediniz de ba‘de-mâ (bundan sonra) tarlalarında kuyu
                    açtırmak isteyenler İngiliz ve Fransız zırhlılarına müracaat etsinler, hem kendileri masraf ihtiyârından kurtulur, hem de ötekiler
                    endaht (atış) tecrübeleri yapmış olurlar’ diye latife bile ediyordu. Bütün bu şeylere metruk bir kışlanın kısmen tahrip edildiğini
                    ilave eylediğimiz halde Perşembe günkü cedel-i azîmde (büyük mücadalede) bize îrâs edilebilen zararların mikdar-ı sahihini
                    (doğru miktarını) irâe etmiş (göstermiş) oluruz. Bir de düşmanın uğradığı zâyiât-ı vahîmeyi göz önüne getiriniz. Büyük üç zırhlı
                    ve bir torpidonun garkı, büyük çapta otuzluk toplarla mücehhez kıymetdar bir sefine-i harbiyesinin lâ-akal (en az) altı ayda tamir
                    edilemeyecek derecede rahnedar olması, sefâin-i sairesindeki cüz’i, küllî hasarât, binlerce telefat, dünkü taarruz-ı sefilânenin
                    kendisine neye mal olduğunu pek güzel gösteriyor.”
                                                                                                               Tasfir-i Efkâr, 02.04.1915


                      5 Mart Zaferi’nin önemli ayrıntıları
                      Volf Ajansı’nın Çanakkale muhabiri, 18 Mart Zaferi’nin ayrıntılarını şu şekilde geçiyordu:
                      “Müttefikler Çanakkale Boğazını zorlamak hususundaki mesailerini Efrencî Mart’ın on sekizinci günü açtıkları yedi saatlik
                      bir top muharebesi ile en son noktaya kadar vardırmışlardır. Asâkir-i Osmaniye bir gülle yağmuru altında mukavemet
                      etmekle şecaatin bir harikasını göstermişlerdir. Hava, infilak eden gülleler ile kararmış ve sath-ı arz (yerin yüzeyi) birkaç mil
                      mesafede ihtizâz etmekte bulunmuştu (sallanmıştı).
                      Top atışı saat 12’de başladı
                      Öğle üzeri saat on iki raddelerinde Boğaz’a tekarrüp eden (yaklaşan) Müttefikler istihkâmât üzerine mermi endahtına
                      (atışına) başladılar. Muharebeye evvela dört Fransız ve beş İngiliz sefinesi iştirak eylemiş idi. Orada hazır bulunan gazete
                      muhabirleri evvela Sultaniye Kasrı kurbünde vâki‘ (yakınında bulunan) Çimenlik istihkâmında ahz-ı mevki‘ eylemişlerdi
                      (mevki almışlardı). Fakat biraz sonra bu istihkâm etrafına ziyadece mermi düşmeğe başlayınca muhabirler oradan kalkarak
                      şehrin haricinde(ki) bir tepe üzerine gittiler.
                      Muhabirler müfarakat eyledikleri esnada kendilerine pek yakın iki mahalde birkaç mermi infilak etti. Mermiler denize
                      düştükçe suların havaya kalktığı görülüyordu.
                      Saat dörtte muharebe yine şiddetlendi
                      Saat birde ateş şiddetlendi. Yeni sistemde inşa edilmiş olan sefâin-i harbiyenin sahil istihkâmları ile icra eylemekte oldukları
                      muharebe şayan-ı dikkat olmakla beraber insana dehşet veriyordu. Saat birden sonra ateş biraz hafiflemiş gibi görünmüş
                      ise de biraz sonra tekrar kesb-i iştidâd eylemiştir (şiddetlenmiştir). Saat ikide Müttefikler(in) bataryaları birer birer ve
                      gayr-i muntazam mesafelerden bombardıman etmeğe başladılar. Fakat bu kadar şiddetli hücum ve tecavüze rağmen sefâin-i
                      harbiyeden atılan mermilerin hemen hiçbiri bataryalara isabet etmiyor, uzak mesafelere ve ekserisi de denize düşüyordu. Saat
                      dörde çeyrek kala muharebe yine kesb-i şiddet eyledi. Bu sırada Fransız (Bove) sefinesinde (gemisinde) hâsıl olan müthiş bir
                      rahneden (yaradan) mezkur sefinenin gark olmağa (sözkonusu geminin batmağa) başladığı müşahede olundu.
                      Bove batıyor
                      Fransız sefinesinin gark olmasından fevkalâde mesrur olan (sevinç duyan) Osmanlı topçuları (Hurra) diye bağırdılar.
                      Torpidolar ile diğer sefâin gark olmakta bulunan sefinenin imdadına koştular. Fakat sefine bir güllenin tesiri ile fena halde
                      hasar-zede olduğundan süratle batıyordu. Bu cihetle imdada koşan torpidolar, gark olmakta bulunan sefine mürettebatından
                      ancak birkaç kişiyi tahlîse muvaffak olmuşlardır. Birkaç dakika sonra muhabirler istihkâmlardan atılan bir merminin
                      (bombanın) bir İngiliz sefinesinin güvertesi üzerine isabet ettiğini gördüler. Bunun üzerine sefine süratle Boğaz’dan dışarıya
                      çıkmağa gayret etmiş ise de, anlaşılan makinelerinde hâsıl olan bir bozukluktan sefinenin hareketi dakikadan dakikaya daha
                      ziyade ağırlaşıyordu. Bundan biraz sonra istihkâmlardan atılan bir mermi(nin), diğer bir İngiliz sefinesinin küpeştesi üzerine
                      isabet etmesiyle mezkur sefine dahi derhal hatt-ı harbi terk eyledi.
                      Saat dördü kırk beş dakika geçerek üçüncü bir İngiliz sefinesi hatt-ı harpten dışarıya çıktı. Sefine, istihkâmların ateşi
                      altında kuma oturmağa mecbur oldu. Düşman sefâini, gark olmağa namzet bulunan mezkur İngiliz gemisini bir saat kadar
                      istihkâmların ateşinden korumağa çalıştılar. Fakat karaya oturtulan sefineye daha sekiz mermi(nin) isabet etmesi üzerine
                      bu fikirlerinden sarf-ı nazar etmek mecburiyetinde kaldılar. On dakika sonra düşman sefâini ric‘at edebilmek için yeniden
                      harbe başladılar. Nihayet İngiliz ve Fransız donanmaları istihkâmların yağıdırdıkları bir gülle yağmuru altında Boğaz’dan
                      dışarıya çıkmağa muvaffak oldular. İstihkâmlar ise el(en) son düşman gemisi istihkâmların ateş menzilinden harice çıkıncaya
                      kadar düşman sefâini üzerine gülle yağdırıyorlardı. Düşman sefâin-i harbiyesi birinci defa olarak bu kadar uzun müddet
                      istihkâmların ateş menzili dahilinde bulundular. Osmanlı topçularının endaht hususundaki harikulade maharetleri sayesinde
                      bu muharebe Müttefikler için meş’um bir netice vermiştir. Düşman sefâini iki bine karîb (yakın) mermi sarf ettikleri halde
                      bir bataryayı bile susturamamışlardır. Muharebenin verdiği bu netice asâkir-i Osmaniye arasında olan itimad-ı nefsi tezyîd
                      eylemiştir (kendine güveni artırmıştır). Herkes gelecek vukûâta (olayları) emniyet ile intizar etmektedir (beklemektedir).”
                                                                                                                   İkdam, 29.03.1915

                                                                            152
   147   148   149   150   151   152   153   154   155   156   157