Page 156 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 156

Basında
                                SEDDÜLBAHİR KAHRAMANI               ÇANAKKALE
                                MEHMED ÇAVUŞ                                                                  Tasfir-i Efkâr, 1 Nisan 1915
                                                                          ZAFERİ
                                                                          1915-1916


                                            “Osmanlı dilaverleri önünde düşman kâmilen müzmahil olmuştur”



                      Milli Ajans yardım kampanyası başlatıyor
                      “Osmanlı dilaverleri önünde düşman kâmilen müzmahil olmuştur”
                      Çanakkale Boğazı’nı günlerce bombalayan düşmanlar, Osmanlı askerlerini etkisiz
                      hale getirditlerini düşünerek, sahile asker çıkarırlar. Ancak beklemediği bir direnişle
                      karşılaşır. Düşmana Çanakkale sahilini dar edip, çıkarma yapmasını önleyen; sembol
                      isim Mustafa oğlu Mehmed Çavuş’tur. O aşamadan itibaren dalga dalga bütün
                      siperlere, tüm cephelere ve ülkenin bütün şehirlerine Mehmed Çavuş ve arkadaşlarının
                      menkıbevî kahramanlıkları yayılır ve dillere destan olacak savunmanın fitili böylece
                      ateşlenir.
                      Milli Ajans’ın Mehmed Çavuş’un bu yiğitliğine ilişkin geçtiği haberi, İkdam
                      “Kahramanlarımızın Parlak Bir Menkıbe-i Celâdeti” başlığıyla okuyucularına duyurur:
                      “… Üç büyük sandal derûnunda Seddülbahir mevkii civarına çıkan altmış kadar
                      düşman askeri, yedi torpido, beş zırhlı, bir kruvazörden mürekkep filonun ateşleri(nin)
                      himayesinde karadan ilerlemek teşebbüsünde bulundu. Düşmana pek yakın bir
                      mevzide nısf (yarım) takımlık bir kuvvete kumanda eden Mustafa oğlu Mehmed
                      Çavuş namında bir kahraman, düşmanın bir müddet ilerlemesine ses çıkarmamış ve fakat ziyade sabredemeyerek, daha doğrusu
                      vatan toprağını düşmana çiğnetmemek iştiyakıyla titreyen efradını tutmayarak, onlarla beraber süngü hücumuyla düşmana
                      arslanlar gibi saldırmıştır. Aradaki mücadele çok devam etmemiş ve kükremiş arslanlar gibi savlet eden Osmanlı dilaverleri
                      önünde düşman kâmilen müzmahil olmuş (dağılmış) ve yirmiden ziyade maktul ve mecruh vererek perişan bir surette firar
                      etmiştir. Mehmet Çavuş ise başından ve sağ memesi(nin) üstünden olmak üzere iki yerinden yaralandığı halde yerde sürünerek
                      maiyetinden ayrılmamış, bir taraftan bütün manasıyla kanını vatan toprağına îsâr ettiği halde, diğer taraftan efradını teşvik ve
                      ateşine devam etmiştir. Nihayet tüfengin makinesi işleyemeyecek derecede bozulduğu vakit bu mert asker, eline geçen taşları
                      atmak suretiyle sandallarına kaçan düşman efradını takip etmiştir. Bu müsademede yalnız dört şehid ve on mecruhumuz vardır.
                      Kumkale civarında dahi düşman, pek acı bir ihraç tecrübesi yapmıştır. Şöyle ki İngiliz-Fransız sefâini bini mütecaviz mermi
                      endaht ettiği halde siperlerinde kemal-i itidal ve metanetle hücum ateşini gözleyen efradımız, düşmanın karaya çıkmasını
                      müteakip üzerlerine atılarak seksen kadarını telef etmişlerdir. Düşman, iskâta (susturmaya) muvaffak olmuş sandığı mevâzi‘den
                      (mevzilerden) öyle bir ateş-i celâdet çıkacağına hiç de intizar etmediğinden pek şaşırmış, mütemadiyen geriden takviye kıtaâtı
                      alarak mevcudunu dört yüze iblağ etmişse de askerimizin kahramanâne savletlerine karşı mukavemeti kırılarak perişan bir halde
                      kayıklarına kaçmışlar ve kemal-i isti‘cal ile (alelacele) çekilmişlerdir. Düşman(ın), maktullerini, ayaklarına taş bağlayarak denize
                      attığı sahilde görülüyordu. (Kumkale) müsademesinde iki şehid vardır.”
                                                                                                                      İkdam, 06.03.1915



                                                                                Mehmed Çavuş ve arkadaşları, işte bu çıkartmayı önlediler
                                                                                “Çanakkale Muhâceme ve Müdafaaları İntibâ‘âtından”
                                                                                haberinde ise çıkartmanın temsili fotoğrafını yayınlayan
                                                                                gazetede, “...Avusturya ve Almanya gazeteleri, Çanakkale
                                                                                müdafaasına dair şimdiye kadar birçok câlib-i nazar-ı dikkat
                                                                                resimler neşrettikleri gibi bu defa da, yukarıda bir suretini
                                                                                nakl u istinsah eylediğimiz (aktardığımız) resmi basmışlardır.
                                                                                Bu resim, Mustafa oğlu Mehmed Çavuş’un ihrâz-ı şân u
                                                                                zafer eylediği Seddülbahir muharebesinde karaya asker
                                                                                çıkarmak teşebbüsünde bulunan İngilizlerin ne suretle def‘
                                                                                olunduklarını göstermekte…” ibarelerine yer verir.
                                                                                Fotoğraf altında ise şunlar yazmaktadır: “Çanakkale’de
                                                                                Mustafa oğlu Mehmed Çavuş’un ihrâz-ı şan-ı gazâ eylediği
                                                                                (gazilik şânını elde ettiği) Seddülbahir muharebesinde,
                                                                                İngilizlerin sahile asker çıkarmak için vâki’ olan
                                                                                teşebbüslerinin kahraman ve fedakâr müdafiler tarafından
                                                                                suret-i def‘ ü imhası.”
                                                                                                                 Tasfir-i Efkâr, 07.04.1915




                      “Enver Paşa, Mehmed Çavuş’a hastanede harp madalyası takmıştır”
                      Tasfir-i Efkâr, “Seddülbahir Kahramanı” Mehmed Çavuş’un fotoğraflarını yayınlayarak, hakkındaki son gelişmeleri bildirir.
                      Gazetenin özel surette çektiği fotoğrafların yazıları şöyledir: “Düşmanın, Çanakkale’ye vukû‘ bulan hücumlarından biri
                      esnasında Seddülbahir’e çıkarmak istediği askerlere karşı müdafaada gösterdiği şecaat ve besalet–i cansiperâne ile namı
                      şöhret-gîr-i âfâk-ı Osmaniye olan Mustafa oğlu Mehmed Çavuş firâş-ı tedavisinde.”
                      Haber özetle şöyledir: “(…) Kahraman Mehmed Çavuş, kumandasındaki dilaverlerle birlikte ihraz eylediği bu parlak
                      muvaffakıyetten sonra, cerîhalarının tedavisi için birkaç gün hastahaneye yatırılmıştı.
                      Bu kahraman taht-ı tedavide (tedavi altında) bulunduğu esnada, Çanakkale istihkâmâtını ziyaret ve teftiş etmiş olan
                      Başkumandan Vekili Enver Paşa, Mehmed Çavuş ile dilaver rüfekâsının taht-ı tedavide bulunduğu hastahaneye de uğramış,
                      Seddülbahir kahramanlarını ayrı ayrı tebrik ettiği gibi, Mehmed Çavuş’un sîne-i iftiharına da istihkak kesb edilmiş olan bir
                      harp madalyası ta‘lîk eylemişti. Birkaç gün evvelki bir telgrafnamesinde Mehmed Çavuş’un tamamıyla iade-i afiyet eylediğini
                      bildiren Çanakkale muhabirimiz, ahîren (son olarak) yukarıdaki resimleri de göndermiştir ki, bunları kâri’lerimizin enzar-ı
                      iftiharına vaz‘ etmekle (okuyucularımızın övünç duyan bakışlarına koymakla) biz de müftehir ve mübâhî olur (övünür), ve
                      Seddülbahir’in dilaver kahramanını, gerek şecaat ve besaletinden ve gerekse(de) iade-i afiyetle hidemât-ı vataniyesine (sağlığına
                      kavuşarak vatanî hizmetlerine) devam etmek üzere kıtasına avdet ve iltihaka (dönmeye ve katılmaya) muvaffak olmasından
                      dolayı tebrik ederiz. (...)”
                                                                                                             Tasfir-i Efkâr, 01.04.1915

                                                                            156
   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161