Page 148 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 148
Basında
18 MART ÇANAKKALE
ZAFERİ Karagöz, 31 Mart 1915
ZAFERİ
1915-1916
“Karadaki bir top, denizdeki üç toptan daha kuvvetlidir”
“Boğaz’ı geçmek için karaya asker çıkarmaları şart”
“Müttefikler Muvaffak Olabilecekler mi?” başlıklı haber, Berliner Tagbilat
gazetesinden şunları naklediyor: “Bu defa Osmanlı toplarının İngiliz
ve Fransız sefâin-i harbiyesindeki toplara faik bulunduğu tahakkuk
etmiştir. İngiliz matbuatı, Hükümet-i Osmaniye tarafından Boğaz’a
35,65 santimlik ağır toplarla obüs ve havan toplarının yerleştirilmiş
olduğunu istihbar ediyorlar. Binaenaleyh bu ağır toplarla obüs ve havan
toplarının düşman sefâin-i harbiyesinin zırhlarını delebilecek derecede
kuvvetli oldukları şüphesizdir. Osmanlı topçuları tarafından rahnedar
edilen düşman gemileri derhal gark olmasalar bile bunların tamiri
uzun zamana muhtaçtır. Bu defa İngilizler Boğaz’da müthiş zayiata
uğradıkları cihetle Boğaz’ı zorlamanın ne derece müşkil olduğunu daha
iyi takdir edeceklerdir. Bir Fransız Amirali, ‘Karada bulunan bir top,
deniz üzerinde bulunan üç toptan daha kuvvetlidir’ demiştir. Fransız
Amiralinin bu sözlerini tahattur ettirmek (hatırlatmak) faideden hali
olmasa gerektir. Müttefiklerin Boğaz’ı zorlamak ile mühim makâsıd-ı
siyasiye takip ettikleri aşikar ise de vukuât-ı ahîre kendilerinin bu defa
dahi aldandıklarını göstermiştir. Müttefikler mutlaka Boğazı zorlamağı
tasavvur ediyorlarsa da en büyük deritnotlarını feda ve karaya asker ihraç
etmeği göze almalıdırlar. Osmanlı rical-i mühimme-i siyasiyesinden
biri, deritnotlarını bile feda etseler yine Müttefiklerin Boğaz’dan
geçemeyeceklerini söylediği gibi, diğer taraftan asâkir-i Osmaniye’nin
göstermekte oldukları şecaat ve mukavemet-i şedîdeye binaen (yiğitlik ve
güçlü bir şekilde karşı koymalarından dolayı) Müttefiklerin Dersaadet’e
vasıl olmak gayesini elde edemeyeceklerini de şüphesiz addeylemek lazım
gelir.”
Çanakkale cephesinde bir Alman muhabir
“Boğaz’da Bir Müşahede” başlıklı haberde, Çanakkale’de bulunan Berliner
Tagblat gazetesi muhabirinin, Boğaz’da bombardımanın artık sıradan bir
olay olduğu görüşü nakledilerek, yazdığı mektuba yer veriliyor:
“...Bir gün, ben de, Çanakkale Mevki-i Müstahkemi Kumandanı’nın
bulunduğu bir tepeye gittim. Müşarunileyhin (anılan kişinin) nezdinde
iki yaver ile bir erkan-ı harp zabiti bulunuyor ve zabitlerden biri, Boğaz
haricinde dolaşan düşman sefâinini dürbün ile tarassut ediyordu
(izliyordu). Ben de dürbünü elime alarak bir müddet tarassudâtta
(gözlemde) bulundum. Boğaz’ın medhaline yakın bir mahalde dört İngiliz
gemisinin birbirinden uzak mesafede durduklarını ve bunların önünde
müteaddit torpil taharri (arama) gemileri ve bir de beyaz yat olduğunu
gördüm. (…) Öğle vakti, en büyük ve en kuvvetli istihkâmlardan birini
ziyaret eyledim. Orada gördüğüm mükemmeliyet ve intizama hayran
oldum. Hiçbir Alman istihkâmında, bundan ziyade intizam, terbiye-i
askeriye, bundan fazla mükemmeliyet, askerler arasında buradakinin
fevkında azm ü metanet ve yekdiğere muhabbet görülemez…”
Tasfir-i Efkâr, 28.03.1915
Müttefik amiralleri birbirini suçluyor Düşman gemilerinden küçük yoklamalar
Tanin, Milli Ajans’ın geçtiği haberi, “Yekdiğerini Savaşın 149. gününde yayınlanan “Tebliğ-i
cesaretsizlikle itham ediyorlar” spotu ve Resmî”den: “14 (27) Mart 1331 tarihiyle
“Düşman Donanmasında İhtilaf” başlığıyla Karargâh-ı Umûmî’den tebliğ olunmuştur:
verir: “Sofya, 27 (M.A.) – Atina’dan bildiriliyor: Dün gece düşmanın torpido ve torpil sefâini
Müttefikler Donanması Başkumandanlığında Çanakkale Boğazı’na girmeğe çalışmışlar sa da
pek ciddi ihtilafların zuhur ettiği (ayrılıkların bataryalarımızın ateşi ile püskürtülmüşlerdir.”
ortaya çıktığı), hatt-ı harbe girmek ve Çanakkale Tanin, 28.03.1915
istihkâmlarına hücum etmek hususunda
amirallerin yekdiğerini cesaretsizlikle itham
ettikleri rivayet olunuyor.”
Tanin, 28.03.1915
Karagöz’ün, yemlerle kendisine doğru çektiği düşmanlar için özellikle hazırlanmış mayın yemleri vardır. Çoğunluğu Nusret
mayın gemisi tarafından döşenen bu mayınlar, savaş boyunca Boğaz’da ciddi sayıda düşman gemisinin batmasına yol açmıştı.
“Hacivat – Karagöz, açlık işte böyledir; ne yapsınlar?
Karagöz – Ben de yem veriyorum ki bir daha gelip de başlarına gelecekleri görsünler… Bu sefer artık tamamıyla üstüne
oturacaklar.”
Karagöz, 31.03.1915
148