Page 80 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 80

Basında
                                OSMANLI                             ÇANAKKALE
                                BEYANATLARI                                                                          İkdam, 7 Mart 1915
                                                                          ZAFERİ
                                                                          1915-1916


                                          “Çanakkale’nin asıl savunma hattı doğal olarak Boğaz’ın girişindedir...”



                      “Tek asker kalıncaya kadar harbe devam edeceğiz”
                      Tanin, “Bombardıman Bir Blöften İbarettir” manşetli haberinde bir
                      Roma gazetesine beyanat veren Osmanlı devlet adamının söylediklerini
                      aktarır:
                      “Roma, 28 (M.A.) Cornale d’Italya gazetesi Osmanlı ricalinden birinin
                      beyanatını derç etmektedir. Mumaileyh (sözkonusu kişi) Çanakkale’ye
                      karşı vâki olan hareketin bîtaraflar (tarafsızlar) üzerine bir tesir icrasıyla
                      Türkiye’yi münferiden sulhe icbar etmeğe matuf bir blöften ibaret
                      olduğunu beyan ve şu veçhile telhîs-i fikr etmiştir (fikrini özetlemiştir):
                      “İngiliz-Fransız donanması Çanakkale’yi zorlayıp geçse bile Türkiyâ, bir
                      tek askeri kalıncaya kadar harbe devam edecektir.”
                                                                     Tanin, 02.03.1915




                                                                   Liman von Sanders Paşa:
                                                                   “Osmanlı askeri, Balkan Harbi’ndeki asker değildir”
                                                                   Çanakkale’de kara savaşları devam ederken, Ordu Komutanı “Liman Paşa’nın
                                                                   Beyanatı”, Berliner Caytung’tan alıntı yapılarak Sabah’ta yayınlanır:
                                                                   “İngilizler, Osmanlı ordusunun kıymet-i harbiyesini layıkıyla takdir
                                                                   edememek gibi anlaşılmaz bir kûteh-binlikte (kısa görüşlülükle) bulunmuşlar
                                                                   ve karşılarında Balkan Harbi’ndeki Osmanlı kıtaatı(nın) bulunduğuna zahip
                                                                   olmakla pek büyük bir eser-i gaflet göstermişlerdir. Şimdiki ordu ile evvelki
                                                                   ordu beyninde (arasında) fark-ı azim vardır. İngilizlerin bu orduyu tedhiş
                                                                   (korkutma) maksadıyla israf ettikleri mütenevvi mühimmat ve cephane
                    asâkir-i Osmaniye üzerinde hiçbir tesir icra edememiştir.”
                    Haberin devamı şöyledir: “Liman Paşa Osmanlı askerinden bahsettiği sırada ‘Osmanlı askerine, taarruza geçtiği zaman mukavemet
                    etmenin imkanı yoktur ve müdafaa mevkiinde bulunduğu zaman, işgal ettiği mevzii hiçbir kuvvet terk ettiremez. Türk askerinin asıl
                    emeli daima hücum emektir. Hücuma bir mania mukavemet edemez’ demiştir. Liman Paşa Çanakkale’yi zorlamanın gayr-i kâbil ve
                    karadan, denizden icra edilen hücumların beyhude olduğunu (da) ilave etmiştir.”
                                                                                                                       Sabah, 08.06.1915


                      Enver Paşa, 18 Mart’tan iki hafta önce Frankfurter Zeitung’a demeç verir:
                      “Bir muharebenin muvaffakıyetini Cenab-ı Hakk’ın inayeti belirler”
                      İkdam, “Enver Paşa Hazretleriyle Mülakat” manşetiyle Frankfurter Zeitung’a verilen mülakatı haberleştirir:
                      “(Frankfurter Zeitung) gazetesinin Dersaadet muhabir-i mahsusu Mösyö (Pol Vayç) Harbiye Nazırı Enver Paşa Hazretleriyle
                      mülakat etmiştir. Muhabir-i mumaileyh (sözkonusu muhabir) mülakatı şöylece yazıyor:
                      ‘Harbiye Nazırı Enver Paşa Hazretleri Çanakkale Boğazı’nın düşman donanmaları tarafından bombardımanı hakkında,
                      kendilerini esna-yı ziyaretimde bazı beyanatta bulunmuşlardır. Fransız, İngiliz ve Rus telgraf ajanslarının Çanakkale Boğazı
                      bombardımanına dair verdikleri yalan havadisler Paşa-yı Müşarünileyhin mucib-i istiğrâbı olmaktadır (garibine gitmektedir)
                      (…) Müşarünileyh düşman hükümetlerinin tebligat-ı resmîleri ile neşrettikleri yalanlara gülerek mukabele ile bu derece
                      musırrâne (ısrarla) yalan irtikap eden (söyleyen) hükümetlerin galip geleceklerini hatıra bile getirmek (getirmenin) caiz
                      olamayacağı mütalaasındadırlar.
                      Enver Paşa Hazretleri bidâyet-i harpte, erkan-ı harbiyesi ile birlikte Çanakkale istihkâmâtını teftiş etmişler idi. Binaenaleyh
                      müşarünileyh hazretlerinin Çanakkale Boğazı’nda şimdiye kadar icra olunan harekat-ı askeriye hakkında dermiyan
                      eyledikleri mütalaâtı yalnız kumandanlardan aldıkları malumata istinat etmeyip müşahedât-ı zatiyelerine  müstenittir
                      (kişisel gözlemlerine dayanmaktadır). (…) Enver Paşa Hazretleri ilk bombardımana başladığı gün düşmanın endaht ettiği
                      (attığı) 800 ilâ 1.000 mermiden yalnız vazife-i tarassudu ifa eden (gözlem vazifesini yapan) bir zabitin şehid ve (şehid olup)
                      bir neferin de mecruh olduğunu (yaralandığını) ve ertesi günü devam eden bombardımanda ise yalnız 6 neferin şehid ve 14
                      neferin mecruh düştüğünü ve altı topu da mevzilerinden devirmeğe muvaffak olduklarını beyan eylemişlerdir. Bu toplardan
                      üçü ertesi günü derhal mevzilerine yerleştirilmiştir.
                      Bütün bu vukuât-ı harbiye miyânında en ziyade şayan-ı dikkat cihet şudur ki: Düşman donanmalarının bombardıman
                      ettikleri harici istihkâmât, hükümet-i Osmaniye’nin malik bulunduğu en köhne ve daha bombardımanın ibtidâsında
                      (başında) iken münhedim olmalarına intizar edilen (yerle bir olmaları beklenen) tabyalardır. Çanakkale’nin asıl hatt-ı
                      müdafaası bittab‘i (asıl savunma hattı doğal olarak) Boğaz’ın medhalindedir. Zira düşman donanması Boğaz’ın haricinde
                      istediği gibi manevra yapabileceği için oralarda hatt-ı müdafaanın tesisi fâideli olmazdı. Asıl hatt-ı müdafaa Boğaz’ın
                      haricinde bulunmuş olsa idi, düşman donanması harekatını vâsi (geniş) bir sahada bittab‘i kolay kolay idare edebilecekti.
                      Asıl hatt-ı müdafaa Boğazın içerisinde olduğu için, düşman sefâini bu mıntıkada serbest serbest hareket edemez ve manevra
                      yapamaz. Binaenaleyh düşman sefâini pek dar olan bir geçitten geçtiği zaman bir taraftan sevâhildeki bataryaların ateşine ve
                      diğer taraftan önündeki torpil tehlikesine maruz kalmış olur.
                      Enver Paşa Hazretleri şimdiye kadar Boğaz’da vukû‘ bulan harekat-ı bahriyede, Boğazın asıl hatt-ı müdafaasına temas
                      edilmediğini ve Boğaz’ın emr-i müdafaası(nın) (müdafaa işininin) hayatlarını her zaman topları başında feda etmeğe hazır
                      bulunan ve bu ân-ı mes‘ûdun hulûlüne (mesut ânın gelişini) şiddetle intizar etmekte (gözlemekte) olan zabitan ve efrada
                      mevdû‘ (subay ve askerlere emanet edilmiş) bulunduğunu beyan eylemişlerdir.’ (...)
                      Muhabir, Enver Paşa Hazretlerine veda edip ayrılacağı sırada Paşa-yı Müşarünileyh Hazretleri tebessüm ederek şu sözleri
                      ilave buyurmuşlardır: ‘Bir sa‘y u amelin veyahut bir muharebenin neticesini kim tayin edebilir? Şüphesiz ki muvaffakıyeti
                      Cenab-ı Kâdir-i Mutlak’ın inayetiyle ihraz edeceğiz (elde edeceğiz). Fakat bunun şerâit-i ibtidâiyesini biz kendimiz ihzâr
                      etmeliyiz. Bu şerâit ise vatanımızı selamete sevk edecek olan kat‘î bir azim ve maksadımıza şaşırmaksızın vusûl için metin bir
                      fikir takibinden ibarettir.’ (Osmanisher Lloyd)”
                                                                                                                   İkdam, 07.03.1915

                                                                             80
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85