Page 416 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 416
MARMARA’YI DÜŞMAN
Basında
DENİZALTILARINA DAR EDEN ÇANAKKALE
GEMİ: BAHR-İ SEFİD Sabah, 4 Eylül 1915
ZAFERİ
1915-1916
“Düşman tahte’l-bahrini, bir karakol gemimiz batırdı”
“Bahr-i Sefid, Armutlu’da bir düşman tahte’l-bahrini batırmıştır”
Düşman tahte’l-bahrleri sadece Çanakkale Boğazı’nda değil, Boğaz’ı geçip Marmara
Denizi’nde de boy gösterirler. Ancak onlara göz açtırmayan kahraman Osmanlı
bahriyesi vardır. Bunlardan biri de Bahr-i Sefid (Akdeniz) muhafız gemisidir. Bahr-i
Sefid’in ismi ilk kez, savaşın 302. gününde yayınlanan “Tebliğ-i Resmî”de duyulur:
“21 Ağustos 331 (3 Eylül 1915) tarihiyle Karargâh-ı Umûmî’den tebliğ olunmuştur:
1- Marmara Denizi’nde (Armutlu)nun garb-i cenûbîsinde (güney batısında) (Bahr-i
Sefid) ismindeki muhafız vapurumuz bir düşman tahte’l-bahrini top ateşiyle
batırmıştır. Tahte’l-bahrin mürettebatı kurtarılamamıştır…”
Sabah, 04.09.1915
“Batırılan düşman tahte’l-bahrlerinin sayısı 7 oldu”
Tasfir-i Efkâr, ertesi günkü, yani 5 Eylül günkü nüshasında “Bir Düşman Tahte’l-bahrinin
Daha Garkı” haberinde, Bahr-i Sefid’in düşman tahte’l-bahrini batırışının temsilî resmini
çizer ve mevkiini gösterir. Çizimlerin altında şöyle yazar: “Sahil muhafazasına mahsus
sefânimizden biri bir düşman tahte’l-bahrini gark ederken” ve “Bu defa Marmara’da
batırılan düşman tahte’l-bahrinin mahall-i garkı olan (Armutlu) civarının mevki‘-i
coğrafisini gösterir harita (Haritamızda düşman tahte’l-bahrinin mahall-i garkı olan
(Armutlu) yerine sehven (Muradlı) hakk edilmiş olmağla maa’l-itizar tashih-i keyfiyet
olunur.)”
Haberde özetle şunlar vurgulanır: “… Tebliğ-i Resmî’de izah kılındığı veçhile düşman
tahte’l-bahri bu mevkiin garb-i cenubîsinde (güneybatısında), yani (Bozburnu) civarında,
sahil muhafazasına memur (Bahr-i Sefid) unvanlı sefinemiz tarafından batırılmış ve
tahte’l-bahr mürettebatından hiçbiri kurtulamamıştır. Düşman tahte’l-bahrleri cür’et ve
cesareti arttıkça birçoğunun hep böyle avâkıba (akıbetlere) uğramalarına intizar etmelidir
(uğramalarını beklemelidir). (…..)
Bu defa (Armutlu) civarındaki düşman tahte’l-bahrini batıran (Bahr-i Sefid) namındaki
gemimizin mürettebatı ise cidden teyakkuz ve vazifeşinaslıkla ifa-yı hizmet eylemiş
olduklarından kendilerini şayan-ı tebrik görürüz. (…) Son defa (Armutlu)da gark edilen
ile beraber batırdığımız düşman tahte’l-bahrlerinin adedi yediye bâliğ olmuştur.”
Tasfir-i Efkâr, 05.09.1915
“Bir tahte’l-bahr daha batırıldı”
Marmara’da batırılan tahte’l-bahrden iki gün sonra bir iyi haber de Çanakkale cephesinden
gelir. 5 Eylül tarihli “Tebliğ-i Resmî”de bildirildiğine göre “Çanakkale cephesinde: İngilizlerin
(E-7) işaretli tahte’l-bahri 22 Ağustos’ta Çanakkale’de batırıldı. (3) zabit ve (25) neferden
ibaret olan mürettebatı kamilen esir edildi.”
“Onlar geldikçe biz batıracağız, sayı şimdi sekiz oldu”
Tasfir-i Efkâr, bu güzel haberi, “8’inci Bir Düşman Tahte’l-bahrini Daha Batırdık” diye
yorumlar: “(Armutlu) önünde bir karakol sefinemiz tarafından batırılan düşman tahte’l-
bahrinin garkı münasebetiyle dünkü nüshamızda yazdığımız fıkrada, Fransız-İngiliz tahte’l-
bahrleri fazla cür’etkârlık gösterdikçe bizim de onları fazla fazla batıracağımızı söylemiştik.
Daha bir gün geçmeden dünkü nokta-i nazarımızın isabeti teeyyüt etti; İngilizlerin (E-7)
numaralı tahte’l-bahri Çanakkale’de batırıldı ve bu suretle tarafımızdan gark edildikleri
resmen tebliğ olunan düşman tahte’l-bahrlerinin adedi sekize bâliğ oldu. (…)”
Tasfir-i Efkâr, 06.09.1915
“Tahte’l-bahrler deniz yüzeyinde narin ve savunmasızdır”
Tasfir-i Efkâr, Osmanlı basınında farklı gazetecilik yaptığını bir daha gösterir. Düşman denizaltılarına Marmara’yı dar eden
Bahr-i Sefid’de görevli bahriyelilerin fotoğraflarını çekip “Yedinci Düşman Tahte’l-bahrini Ka‘r-ı Deryaya Gönderenler”
başlığı altında yayınlar. Fotoğraf altı yazıları: “Bir düşman tahte’l-bahrini ka‘r-ı deryaya indiren (Bahr-i Sefid) karakol
sefinesinin gayûr ve şecî‘ (gayretli ve cesaretli) süvarisi Salih Zeki Efendi Kaptan” ve “(Armutlu) önünde bir düşman tahte’l-
bahrini batırmağa muvaffak olan (Bahr-i Sefid) Vapuru.” Gazete, “Bu resim musavvirimiz tarafından suret-i mahsûsada
tersîm edilmiştir” ibaresini özellikle koyar.
Haberde ise şunları yazar: “(Armutlu) açıklarında bir düşman tahte’l-bahrini gark etmeğe muvaffak olan (Bahr-i Sefid)
Vapuru’na musavvirimiz ile fotoğrafçımızı i‘zâm ile bâlâdaki resimleri ahz u tertip ettirdik. Düşman tahte’l-bahrini gark
etmeğe muvaffak olan bu sefinemiz, resminde de görüleceği veçhile küçük bir karakol vapurudur. Esasen, marifet böyle
küçük vesâitle büyük işler görmek, kıymetli muvaffakıyetler elde etmekte olduğuna göre, (Bahr-i Befid) vapurunun gayûr
süvarisiyle şecî‘ mürettebatının her halde meşkûr ve mühim bir muvaffakıyet ihraz etmiş oldukları tahakkuk eder. Tahte’l-
bahrler, sath-ı deryada yakalandıkları takdirde bir-iki isabetle derakap gark olacak derecede narin ve müdafaasız tekneler
oldukları için bu gemilerin tahribi büyük bir kuvvetten ziyade fevkalâde bir dikkat ve teyakkuza, müstesna bir itidal-i dem ve
sür‘at-i karara, iyi bir çevikliğe muhtaçtır. Dalmağa muvaffak olmadan evvel sefineye birkaç mermi yapıştırabildiği takdirde,
batmamak için sath-ı deryaya çıkmağa mecbur olacağından ondan sonra tamamen işini bitirmek pek kolaydır. Fakat son
sistem tahte’l-bahrler nihayet yarım dakikada dalabildiklerinden bu taarruz, pek ziyade bir sür‘at-i harekete ve nişancılıkta
maharete muhtaçtır. Diğer taraftan yeni tarzda bir tahte’l-bahrin, sath-ı deryada onbeşten onsekiz mile kadar sür‘at-i haiz
olduğu nazar-ı itibare alınırsa, böyle (Bahr-i Sefid) vapuru gibi küçük bir sefine tarafından düşman gemisinin dalmağa ve
kaçmağa vakti kalmadan batırılması, mürettebatı için cidden şayan-ı takdir ve iftihar bir muvaffakıyet teşkil eder.”
Tasfir-i Efkâr, 09.09.1915
416