Page 590 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 590
Basında
ALMAN İMPARATORU ÇANAKKALE
ÇANAKKALE’DE Harp Mecmuası, 14 Kasım 1917
ZAFERİ
1915-1916
“İddia edebiliriz ki Türk askerinin en heyecanlı, en mühlik (ölümcül) dakikalarda gösterdiği soğukkanlılığı
hiçbir millet daha fazla bir derece de gösteremez”
Hamdullah Subhi, cephede gördüklerini yazıyor:
“Bizimkiler, muharebenin yıkma işleri arasında yapmağa da vakit buluyorlar”
Çanakkale Cephesi’ni ziyaret eden edebiyatçılar heyeti içinde Hamdullah Subhi de
bulunuyordu. Hamdullah Subhi, ziyaretle ilgili İkdam’da bir seri yazı kaleme aldı.
Bu yazılardan, 3 Ağustos 1915 tarihli altıncısında şöyle diyor:
“(…) Gelibolu Muharebesi baştan başa bir ibdâ‘dır. İddia edebiliriz ki Türk
askerinin en heyecanlı, en mühlik (ölümcül) dakikalarda gösterdiği soğukkanlılığı
hiçbir millet daha fazla bir derece de gösteremez. Bunun unutulması mümkün
olmayan ne müstesna misalleri var.
Düşmanın kullandığı uzun mesafeli bomba makinelerine karşı bir icat ile
mukabele ediyoruz. Tayyareler için kullandığımız top bile, yeni bir tertip, yeni bir
düşünüşle idare ediliyor. Ordumuzu hastalıktan koruyan sebepler arasında yine
bir nevi icat buluyorsunuz. Gözünüzü hangi tarafa çevirirseniz, iyi seciyelerin, iyi
melekelerin faaliyete geldiğini görüyorsunuz.
Bir tepenin eteğinde Kumandan Paşa ile görüştük. Fakat uzun uzadıya konuşmak
mümkün olamayacak. Çünkü arabaların, makinelerin tamiri için vücuda getirilen
bir sınâathanenin (imalathanenin) açılma resminde (töreninde) hazır bulunmağa
gidiyor. Bir saatlik bir veda için elimizi sıkarken, mesut kalbi huzur içinde bir
kumandan karşısında bulunduğumuzu yüzündeki me’âl ile açık bir surette
görüyoruz. Bizimkiler, muharebenin yıkma işleri arasında yapmağa da vakit
buluyorlar. Başka bir yerde, sağlam, güzel yapılı ibtidai köy mektepleri kurduklarını
da öğreneceğiz. Demin cenup tarafında seyr ettiğimiz topçu muharebesi şimdi
bizim sağ tarafımızdaki topçularla düşman arasında ansızın başladı. Bizimkiler
düşmanın her endahtına derhal cevap veriyorlar. (…)
Topçu mevzilerimizi her zamanki gibi bîhûde yere arayıp durdular. Bugün
bulunduğumuz siperde fazla bir hareket olduğu, nihayet hissedildi. Bir metre kadar
ileriye düşman üç kurşun ve başımızın üstünde biraz ileride patlayan bir şarapnel
ile bize selam yollanmış oldular. Bir kurşun arkadaşlarımızdan birinin kabalağını
yere düşürdü. Bir de aşağıda havan toplarını ziyaret etmek istedik. Askerlerimiz
üzerinde bunların getirilmesi ne hakikî bir memnuniyet uyandırmıştı. Havan’ın
koca mermileri görüne görüne semaya doğru yükselmeğe başladı mı, Mehmed
arkasından bakarak, ‘Bizim kara oğlan gidiyor...’ diye el çırpıyor, alkışlıyor.
Zabit beyler, bize muharebe yadigarları hediye ettiler. Tepesinden vurulmuş
bir İngiliz zabitinin şapkası, tayyarelerden düşmanın attığı yivli demir oklar, içi
boşanmış şarapnel kovanları, bir düşman fişenkliği, mermi kısımlarından yaparak
ocağa yolladıkları bir hokka ve saire. Biraz sonra kendilerinden ayrılacağımız
bu kahraman kardeşlerden daha kıymetli bir yadigar almak istedik. Hatıra
defterlerimizi onlara uzatarak el yazılarını, imzalarını rica ettik. Şimdi o yazılardan
birini derin bir teessürle gözümün önünde tutuyorum. O dakikalarda hepimizin
dikkatini kendine celp etmiş pek mümtaz bir zabitimizin defterimizdeki yazısı,
bir-iki gün sonra şehid olduğu için, bize ne acı, ne düşündürücü bir yadigar oldu.
Yolda, bomba makinesi mucidi Topçu Mülazım-ı Evvel Rıza Bey’le karşılaşıyor,
kendisini tebrik ediyoruz. (…)”
İkdam, 05.08.1915
Çanakkale’ye bir heyet de Suriye ve Filistin’den geliyor
“Bir Heyet” başlığıyla verilen haber şöyledir: “Halep 12 Eylül – Geçenlerde
İstanbul’dan Çanakkale’ye gidip mevâki-i harbiyeyi (savaş alanlarını) gezen
heyet-i edebiye gibi şimdi de Suriye ve Filistin’den izhar olunan (ortaya konulan)
arzu ve temenniye mebni 30 zattan mürekkep bir heyet-i muhtereme şehr-i hâlin
(bu ayın) onbeşinde Halep’te bi’l-içtima (toplanarak) ilk vasıta ile İstanbul’a gelip
buradan da Çanakkale cephe-i harbine azîmet edeceklerdir.”
Sabah, 27.09.1915
Alman İmparatoru, Osmanlı mareşali kıyafetiyle
Çanakkale cephesini ziyaret ediyor
15 Ekim 1917 tarihinde, henüz savaş devam ederken İstanbul’a gelen Alman İmparatoru II. Wilhelm, Çanakkale cephesini de
Enver Paşa’nın refakatinde gezip komutanlardan bilgi aldı.
Fotoğraf altı yazıları: “Üst sağda: İmparator Hazretleri Osmanlı müşiri üniformasıyla ve mihmandarları Esad Paşa ile
Çanakkale ziyaretinde”, “Üst solda: İmparator Hazretleri refakatlerinde Enver Paşa ile Çanakkale’de Liman von Sanders ve
Cevad Paşaların muharebe izahâtını dinlerken”, “Alt sağda: Çanakkale İntepe’de İmparator Hazretleri askerî karargâhında”,
“Alt solda: İmparator Hazretleriyle Başkumandan Vekilimiz ‘Yavuz’un güvertesinde.” Fotoğrafların yer aldığı sayfanın
altında ise şu ibare bulunur: “Haşmetlû İmparator Hazretleri Osmanlı dâstân-ı hamâsetinin tecelligâhına azîmet ve (yiğitlik
destanının ortaya çıktığı yere gelip) meydan-ı ma‘rekeyi (cenk meydanını) ziyaret buyuruyorlar.”
Harp Mecmuası, 14.10.1917
590