Page 446 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 446
Basında
ÇANAKKALE
ANAFARTALAR MUHAREBESİ Tanin, 25 Eylül 1915
ZAFERİ
1915-1916
Milli Ajans, Anafartalar Muharebesi’ni Anlatıyor
Milli Ajans’ın Çanakkale muhabiri, Anafartalar Muharebe- ni kendininki gibi çelikleştirmeğe çalışarak:
si’ne baştan sona şahitlik eden bir zatın dilinden o gün neler - Düşmanı tepeleyeceğiz, diyor. Fırkadan fırkaya alaydan ala-
yaşandığını şöyle aktarıyor:
“Arkadaşım dedi ki: - O vakit ben Arıburnu’nda beş bin Türk- ya koşuyor, çalışıyordu.
le yirmibeş bin İngiliz’i perişan ederek düşmana ilk darbeyi Birkaç saatten beri beklenilen taarruz nihayet, Adaların ar-
kasından müphem bir beyazlık yükselirken, başladı. Hedef-i
(v)urmak şerefini kazanan kumandanın ismiyle yâd edilen aslî (Koça Çimen) Tepesi, (Anafarta) Ovası, (İsmail) Bayırı
tepeciğin ilerisinde idim. idi.
O tarihte düşmanı biraz kendimize doğru çekerek kat‘î bir
darbe (v)urmak istenildiğinden buna dair tertibat al(ın)mış Harekât muhtelif nikâttan (noktalardan) cereyan ediyor, te-
ve İngilizlerin ilerlemesine müsaade olunmuştu. Bunun üze- pelere tırmanmak için kurşun ekseriya ihmal ediliyor, daima
süngüye müracaat olunuyor, kumandanların âvâze-i teşcî‘i,
rine İngilizler bir gece ilerlemeğe muvaffak olmuşlar, cena- gulgule-i tekbir arasında kayb oluyordu.
hımızı tehdide başlamışlardı. Kurşun yağıyor, bir zamanlar Düşman vakit kayb etmemiş, tuttuğu her noktayı derhal tah-
emin addedilen yerlerde bile yaralanlar görülüyordu. Telefon
ve telgraf mütemadiyen işliyor, kumandanlar arasında mu- kim etmiş, ilerlemezden evvel mukabil bir taarruza karşı ha-
habere cereyan ediyor, grup kumandanı, fırka kumandanı- zırlanmıştı. Bittabi‘ biz de bu ân-ı mühlikde (ölümcül anda)
bütün kuvvâ-yı ihtiyatiyemizi (ihtiyat kuvvetlerimizi) istimal
na sür‘at-i mümkine (mümkün olan hız) ile takviye kıtaâtı ediyor, bir taraftan piyadeyi sevk ederken diğer taraftan da
göndereceğini söylüyordu. Filhakika vaziyet nazik, kısmen toplarımızla düşman hutûtunu tarumar ediyorduk. Düşma-
de müşkildi. Derhal ittihaz-ı tedâbir etmek (tedbirler almak)
mecburiyeti vardı. nın topçu ateşimize mukabelesi, sarf ettiği mermilerin kes-
Düşman 6 noktaya çıkarma yapıyor ret-i azîmesine rağmen müessir ol(a)mıyor, dâneler ya pek
ilerde, ya pek geride patlıyordu.
Düşman diğer taraftan da Cenup Grubu’nda faaliyet gösteri- Suvarimiz çam ağaçları arasından tepelere doğru uçtu
yor, bütün toplarıyla ateş ederek Alçıtepe’ye doğru yürümek Bu sırada netice-i kat‘iyenin (kesin neticenini) istihsal edil-
ister görünüyordu.
Ben o gün kumandanın bir harp çadırından ziyade hakikî bir mek (alınmak) üzere olduğu bir noktaya, bu neticenin sür‘at-i
hücre-i mesaiye benzeyen barakasının önünden geçerken, istihsali için kuvâ-yı külliye göndermek ve bu hususta mevki-
in bu‘diyetine mebni süvariyi sevk etmek lazım geldi. Tarih-i
düşmanın bu hareket-i taarruziyesi (taarruz hareketi) altında harpte bir mevki-i mümtaz kazanmak fırsatını bulan süvari-
daha başka şeyler saklı olduğuna ihtimal verildiğini işitmiş- mizin çam ağaçlarının arasından çıkarak tepelere doğru uç-
tim. Bu ihtimal biraz sonra tahakkuk etti. İngilizlerin, bilhas-
sa Avustralya ve müsta‘merât efradından (sömürge askerle- ması, yamaçta hayvandan inerek avcıya yayılması, piyadeyi
rinden) mürekkep olan kıtaâtı (oluşan birlikleri) Kemikli’ye takviye etmesi hakikaten görmeğe sezâ mehîb bir manzara
idi. Nihayet akşama doğru zafer teraneleri yükseldi:
çıkardığı anlaşıldı. - Düşman kaçıyor, nidası ağızdan ağıza dolaştı. Evet, kaçıyor-
Haberler birbirini takip ediyordu, Küçük Kemikli’ye, Büyük lar, elbiseleri parçalanmış, fakat kalbi neşve-i zaferle çarpan
Kemikli’ye, Tuzla Gölü civarına hülasa altı muhtelif noktaya
düşman(ın) çıktığı, şiddetli muharebeler(in) başladığı söy- askerlerimizin önünde tüfenkleri, çantaları, kazmaları, kü-
leniyor ve bu rivayetleri uzaklarda inleyerek bize muhavvef reklerini atarak kaçıyorlar, sahile iltica ediyorlar. Bazı mevâ-
ki‘de buna da muvaffak olamıyor, kendilerini dört taraftan
(korkulu) ve mütemâdî (sürekli) bir uğultu şeklinde gelen top kuşatılmış görüyorlardı.
sesleri teyit ediyordu. Biraz sonra da: 100 bin askerin yarısını kaybettiler
- Düşman Kocaçimen Tepesi’ne doğru ilerlemek istiyor, de-
nildi. Gece bütün mevaki‘-i mürtefi‘a ve hakimeyi (yüksek ve ha-
Yarımadaya hükmeden tepe: Kocaçimen Tepesi kim mevkileri) ele geçirmiş, düşmanı sahile sürmüştük. İn-
gilizlerin, bu muharebede pek çok zâyiâta düçar oldukları,
Kocaçimen… Anafarta Köyü’nün son ilerisindeki kayalıklar, karaya çıkan yüzbin askerin lâ-akall nısfını kayb ettikleri
çalılıklardan başlayarak dereler, uçurumlar arasında yükse- muhakkaktır. Bize gelince… Şühedâmızın adedini ne kadar
len 305 metre irtifâıyla yarımadanın bilâ-istisna her nokta-
sına hükmeden bu yüksek, bu meşhur tepeyi bilir misiniz? tahmin edersiniz?
Oraya yerleşen bir düşmanı püskürtmek ne büyük bir him- Bu suale cevaben:
- Hiç olmazsa düşmanın verdiği zâyiâtın nısfını (yarısını)
met ve fedakârlığı mutazammındır (içerir). Zaten İngilizler mütecaviz olmalı, dedim.
harekâtın bidayetinden (başlangıcından) beri bütün nazar-ı Fakat muhatabım, Aldanıyorsunuz, çok aldanıyorsunuz, dedi
dikkatlerini oraya tevcih etmişler, bilahare her yeri top ateşi
altına almak, istihkâmâta arkadan hücum etmek için orayı ve öyle bir adet söyledi ki bu kadar cüz’i telefâtla bu kadar
elde etmeğe çalışmışlardı. Biz de bu niyetleri üzerine, onları o büyük bir zaferin istihsal edilmiş olmasına hayret ettim.
Fikrim işittiklerimle meşgul, yatmağa hazırlanırken dışarı-
mıntıkaya çekmenin daha kolay olduğunu anlamıştık. dan bir ses:
Gündüz vaziyet değişmedi. İngilizler, mütemadiyen ve daima - Mitralyözleri getirenler geldiler dedi, arkadaşım izah etti:
kuvvâ-yı cedîde (yeni kuvvetler) ile hücum ediyorlar, bizim-
kiler de bu anûd (inatçı) ve vahşi hücumları redde çalışıyor ve Muharebe esnasında askerlerimizden birkaçı İngiliz siperle-
bu veçhile geriden kuvvâ-yı imdadiyenin vürûduna (yardım rine girmiş, düşmandan 4 mitralyöz almıştı. Bunlardan Ed-
remit’in Kızıl Keçili Köyü’nden Ahmed oğlu Zenci İsmail ile
kuvvetlerinin gelişine) imkan hazırlıyorlardı. iki refiki bir gece evvel keşfe çıktıkları zaman düşman kara-
Sabah yapılacak taarruzla düşman tard edilecekti koluna rast gelmişler ve bunları bomba ile kaçırdıktan sonra
(…)e vardığımız zaman vaziyeti az-çok değişmiş bulduk;
İngilizler taarruzu ta‘til ederek elde edebildikleri mevâzii İngiliz mevziine girerek bir mitralyöz ile 16 sandık cephane
(mevkileri) tahkime çalışıyor, bizimkiler de hafif hücumlarla iğtinâm etmeğe muvaffak olmuşlar. Kumandan da kendileri-
ni taltif etmek için çağırtmış. Sabahleyin, göğüslerinde nişan,
onları iz‘âca (tacize) çalışıyorlardı. Kumandan, fırkaların ve mehâbetli bir gazi ve vakarıyla kıt‘alarına avdet eden bu üç
alayların bulundukları mevâki‘i hakkında mümkün olabildi- kahramanı görerek gazalarını tebrik ettim. Sevimli ve müte-
ği kadar sahih ve mufassal malumat almağa çalıştıktan sonra
süratle bir plan çizdi ve bu planın tatbikine bizzat nezaret etti. vazı teşekkür ettiler: “- Cenab-ı Hakk, Padişah ve kumandan-
Vakit gece yarısını geçiyordu. Sabahleyin erkenden taarruz larımıza ömür versin de sayelerinde inşallah daha pek çok
mitralyöz almağa muvaffak oluruz, dediler.”
edilecek ve düşman kovulacaktı; fakat kumandan, bütün so- Tanin, 25.09.1915
ğukkanlılığını muhafaza ediyor, etrafındakilerin de sinirleri-
446