Page 442 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 442

Basında
                                                                    ÇANAKKALE
                                KARA SAVAŞLARI                                                                      Sabah, 22  Eylül 1915
                                                                          ZAFERİ
                                                                          1915-1916

                                “Aşmet Bartlet: Hiçbir düşmanın bu derece şecaat ve cesaret, bu mertebe azim ve metanetle
                                                          harp ettiği hiçbir yerde görülmemiştir”

                                                             “Bir gemi ile bir mavnaya mermi isabet ettirildi”
                                                             “Tebliğ-i Resmî” şöyledir:
                                                             “8 Eylül 331 (21 Eylül 1915) tarihiyle Karargâh-ı Umûmî’den tebliğ olunmuştur:
                                                             (…)  2- Çanakkale cephesinde: Anafatalar mıntıkasında bir hadise olmamıştır.
                                                             Arıburnu’nda: Arıburnu şarkındaki iki düşman topuna 6 Eylül’de icra edilen
                                                             endahtta (atışta) her iki topa da birer tam isabet vâki‘ olmuş ve kaçışan düşman
                                                             topçu efradı müessir topçu ateşiyle telefâta düçar edilmiştir. Aynı günde Arıburnu
                                                             civarında duran gemiye bir mermi isabet ettirilerek gemide yangın zuhur etmiş ve
                                                             Kabatepe açıklarında mavnalarla hamûle ihraç eden (yük boşaltan) bir romörköre bir
                                                             isabet vâki‘ olmuş ve her ikisi (İmroz) Adasına çekilmiştir. Seddülbahir mıntıkasında
                                                             dahi tebeddül olmamıştır. 7 Eylül’de Anadolu bataryalarımız Morto Limanı’yla
                                                             Seddülbahir’deki düşman kıtaâtını (ve) Hisarlık’daki düşman topçusunu müessir
                                                             surette topa tutmuştur. Düşman büyük çaplı toplarıyla da muhnik (boğucu) gaz neşr
                                                             eden dâneler istimal etmektedir. (…)”

                                                             Efsanevî savaş muhabiri Ashmeed Bartlett anlatıyor:
                                                             Anafartalar Muharebesi’nde 70 Numaralı Tepe’den Düşman Nasıl Püskürtüldü?
                                                             “Aşmet Bartlet’in Telgrafnamesi” başlıklı haberde, 21 Ağustos 1915 tarihli 2.
                                                             Anafartalar Savaşı sırasında yaşananlar, Aşmet Bartlet’in dilinden aktarılıyor. “Gelibolu
                                                             şibh-i ceziresinde (Anafarta) cihetinde 70 ve 112 numaralı tepelerin zabtı için efrencî
                                                             (miladî) 20, 21 Ağustos’ta İngilizlerin yaptıkları müteaddit taarruzların kahraman
                                                             askerlerimiz tarafından ne suretle def‘ edilmiş olduğunu (ve) bu iki gün zarfında
                                                             yapılan muharebelerin ne derece şiddetli bulunduğunu” Bartlet özetle şöyle anlatıyor:
                                                             “(…) Harp gemilerimiz (İngilizlerinki), sahra toplarının (ve) büyük havanların
                                                             inzimâm-ı muavenetiyle yek-âheng-i dehşet olarak (aynı şiddetteki) ateşlerini 70
                                                             (ve) 112 numaralı tepelere tevcih ettiler (yönelttiler). Düşman siperleri bir kere
                                                             daha duman ve toz bulutları arasında boğuldu kaldı. Mamafih Türkler bu tûfân-ı
                                                             cehenneme karşı hiçbir eser-i inhiraf (yoldan çıkma belirtisi) göstermediler, zira
                                                             hiçbir Türk mevkiini terk etmemiş(ti)... Saat üçbuçukta bir alay İngiliz askeri bu
                                                             siperlerin ilerisine geçerek 70 numaralı tepenin eteğinde avcı tertibatı icrasına
                                                             tevessül eyledi. Bu teşebbüs bütün Türk hattı boyunca dehşetli bir tüfenk ateşinin
                                                             infilakına sebebiyet verdi.
                                                             Aynı zamanda diğer bir alay 70 numaralı tepenin cihet-i cenubiyesine doğru
                                                             ilerleyerek bu tepenin eteğinde kâin muhterik (yanmış) çalılık mahalline yerleşmiş
                                                             idi. Tepenin zirvesinde bulunan siperlere karşı İngiliz topları bütün şiddetleriyle
                                                             ateşlerine devam ettiler. Mamafih Türk piyadesi bu ateş-i şedîde (şiddetli ateşe)
                                                             ehemmiyet bile vermedi. Hâlâ Türk askerlerinden bazıları ikmal-i cesaretle
                                                             siperlerinden meydana çıkarak ilerlemekte olan İngilizlerin vaziyetlerini keşfe
                                                             çalışmak cür’etinde bulundular…
                                                             Zirvelerden zuhur eden Türk askerleri
                                                             ...Saaat üçü elli geçe mezkûr iki alay biri garp cihetinden, diğeri cenuptan olmak
                                                             üzere son bir hücum icra ettiler. Kesîf bir dumanın, şiddetli bir tozun arasında
                                                             süngüleri parıl parıl yanmakta olduğu halde vâsi‘ bir kitle-i azîme muhterik çalılığın
                                                             içinden çıkarak zirvede kâin Türk siperlerine karşı emvâc-ı dehhaşe şeklinde
                                                             ilerlemeğe başladı. Toplarımız birkaç dakika müddetle endahtlarını tatvîl ederek
                                                             ateşlerini mütekabil bayırlara tevcih etti ve bu suretle siperler hattını daire-i endahtı
                                                             haricinde bıraktı. Bu sırada Türkler zirvelerden zuhur ettiler.
                                                             Ve ilerlemekte olan İngiliz hutûtuna (hatlarına) şiddetle ateş etmeğe başladılar. İşte
                                                             bu dakika-i dehşet-nâkta Türklerin aldığı vaziyeti görmeli idi: Kemâl-i metanetle
                    siperlerine saplanmış olan Türk askerinin bulunduğu yerde ölmeğe azmetmiş olduğu ayânen görünmekte idi.
                    Askerlerimiz bayırın kısm-ı küllisini aştılar. Lakin şimal cihetinde taburumuz mitralyöz ateşinin çapraz top mürettebatının
                    (mermiyâtının) tesiriyle birdenbire tevakkuf (durmak) mecburiyetinde kaldı. Cihet-i cenubiyede askerlerimizden bazıları zirveye
                    vâsıl olarak siperlere atıldılar. Atıldılar amma orada Türk süngüsünden geçirilerek kâmilen terk-i hayat ettiler.
                    Müddet-i kalîle içinde tepeler elimize geçti
                    Bu zaviye-i cenûbiyede (bu güney zaviyesinde) muharebe-i vâkıa hiss-i nevmîdî (ümitsizlik hissi) ile mukayyed bir boğaz boğaza
                    kaydıyla tavsif edilecek surette cereyan etti. Hiçbir düşmanın bu derece şecaat ve cesaret, bu mertebe azm ü metanetle harp ettiği
                    hiçbir yerde görülmemiştir. Birkaç dakika süren bir müddet-i kalîle (kısa bir  süre) zarfında tepelerin yed-i zabtımıza geçtiğine
                    zâhip olduk. Zira askerlerimiz zirvenin alt cihetinde kesretle görülmekte idi. Hâlâ onlar cihet-i cenubiyede kâin Türk siperleri
                    hattının bir kısmını işgal bile etmişlerdi. İşte tamam (tam) o sırada idi ki 112 Numaralı Tepe’nin arka cihetinde ahz-ı mevki etmiş
                    (mevki almış) olan Türk bataryaları 1.200 yardalık bir mesafeden üzerimize obüs yağdırmağa başladılar. Bu ateş askerlerimizi
                    orakla biçilmiş nebatât gibi yerlere serdi ve bir mevt-i muhakkaktan tesadüfen kurtulmuş olan bakiyyetü’s-suyûfu (kurtulanları) da
                    bayırın eteklerine hafif melce’lere (sığınaklara) ilticaya mecbur eyledi.
                    Askerlerimiz bu noktada mevkilerini ancak birkaç dakika muhafaza edebildiler. Lakin taarruz artık erimiş bitmiş idi. Askerlerimiz
                    de biraz zaman (kısa bir süre) evvel terk etmiş oldukları siperlerine avdet ettiler.
                    Şiddetli taarruzumuz bu defa da netice-pezîr olamamış idi. 70 Numaralı Tepe Türklerle, mecruhların, maktullerin ellerinde kaldı…”
                                                                                                                       Sabah, 22.09.1915

                      Ünlü savaş muhabiri Bartlett, haberlerini cephane üzerinde yazıyordu
                      Ünlü İngiliz savaş muhabiri, “Ashmead Bartlett Anafartalar Koyu’ndaki çıkartmadan sonra haberlerini yazıyor: Ünlü savaş
                      muhabiri cephanelik üzerinde daktiloda yazı yazıyor.”
                      Diğer fotoğraflarda ise Gelibolu Savaşı’na dahil olan Gurkalar hakkında bilgi verilir: “6-10 Ağustos Büyük Muharebesi’nde
                      Yoldaşlar Sarıbayır’a Ulaştı: Gurkhalar Gelibolu’da”
                                                                                                  The Illustrated War News, 08.09.1915

                                                                            442
   437   438   439   440   441   442   443   444   445   446   447