Page 392 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 392
Basında
ÇANAKKALE
KARA SAVAŞLARI İkdam, 20 Ağustos 1915
ZAFERİ
1915-1916
“Dört aydır Boğaz’da her gün her gece / Niyeti kaçmaktır zannım, gizlice”
“Anafarta’da taarruza yeltenen düşman bölüğü def‘ edilmiştir”
5 Ağustos 331 (18 Ağustos 1915) tarihli gelişmeleri bildiren “Tebliğ-i Resmî”
şöyledir:
“1- Çanakkale cephesinde: 4 Ağustos (17 Ağustos 1915) öğleden evvel
düşmanın (Anafarta) cihetinde taarruza yeltenen bir bölük kadar kuvveti
pek suhûletle def‘ edilmiştir. Düşmandan birkaç esir alındı. Arıburnu
mıntıkasında bir şey olmadı. Seddülbahir’de fâsılalı topçu ateşleriyle bomba
endahtı devam etti. Tarafımızdan düşman yakınında patlatılan lağım
hufresinden ilerleyen bir keşif kolumuz, düşmandan bir makineli tüfenk
iğtinâm eylemiştir. (...)”
İkdam, 19.08.1915
Akdeniz yolunun dağı ovası
Oldu baştanbaşa ateş yuvası
Orada her zaman yiğit askerler
Yapıyor kurşunlu şenlik sefası
Edeyim hikâyet Boğaz cengini
Boyadık denizin kana rengini
Düşmanlar şaşırdı tuttu engini
Yaramaz onlara Boğaz havası
Bin üçyüz otuz bir senesi erdi
“Anafarta’da bu kez bir alay taarruza kalkmıştır” Bize zafer ile şeref getirdi.
6 Ağustos 1331 (19 Ağustos 1915) tarihinde cephede İngiliz Fransız kapana girdi
olanları bildiren “Tebliğ-i Resmî”: Kısıldı Boğaz’a gözü çıkası
“1- Çanakkale cephesinde: (Anafarta) cephesinde 5 Ağustos
öğleden sonra bir alay kuvvetinde düşman taarruza Çanakkale’deki Karanlık Liman
kıyam eylemiş ise de, birçok telefât vererek tamamıyla Oldu düşmanların başına zindan
def‘ edilmiştir. Arıburnu ve Seddülbahir mıntıkalarında Yiğitlik dersinden verdik imtihan
bir hadise olmadı. Öğleden sonra Seddülbahir’de sağ Tarihe yazılsın şanlı gazâsı
cenahımız açıklarında uçan düşmanın bir deniz tayyaresi
topçu ateşlerimizle zedelenerek denize düşürüldü. Ba‘dehû İngiliz kendini ateşe attı
(sonra) tayyare bir torpido tarafından sürüklenmiştir. Beş Mart’ta ummadık belaya çattı
2- Diğer cephelerde bir tebeddül yoktur.” Ne kadar gemisi zırhlısı battı
Ne direkleri kaldı ne de bacası
“Düşman askerleri, sıcak ve susuzluktan ızdırap çekiyorlar”
“Düşman Ordusunun Müşkilat ve Kuvve-i Maneviye Davet etmemiştik fakat geldiler
İnkisârı” başlıklı haberde, güvenilir bir kaynaktan alınan Davetsiz gelenler bulduğunu yer
Ne çare yok idi başka mâ-hazar
bilgi şu şekilde duyurulur: “Çanakkale’de Müttefikîn Yedirdik onlara top baklavası
(müttefikler) ordusu efradı (askerleri) pek şedîd
mahrumiyetler içinde bulunmakta olup hararetten Oniki Nisan’da koptu kıyâmet
(sıcaktan) ve su fikdânından (yokluğundan) ziyadesiyle Bu sefer karadan etdiler sâvlet
ızdırap çekmektedirler. Mondros Hastahanesi’nde Ordumuz doğrusu eyledi himmet
iaşe keyfiyeti pek fena bir halde cereyan eylemektedir. Düşmanın verildi yine cezası
Havâyic-i zaruriye (zarurî ihtiyaçlar) fevkalâde gâlidir
(pahalıdır). Mevsûkan (güvenilir kaynaklardan) istihbar Her saat binlerce gülle savurdu
olunduğuna göre Müttefikîn ordusu efradının kuvve-i Dağları taşları yaktı kavurdu
maneviyeleri ziyadesiyle düçar-ı tezelzül olmuştur Toprağı ateşle kanla yoğurdu
(sarsılmıştır). Ancak cebr (zor) ü şiddetle el altında Ne çokmuş mel‘unun topu bombası
bulundurulabiliyorlar. Bunlar renkli ve gönüllü efraddan
müteneffirdirler (nefret etmektedirler). Muzafferiyet için Ne şanlı askerdir ya Râb bu asker
itimatları külliyen (tamamıyla) zâil (yok) olmuştur. Kalkınca hücuma Allâhû Ekber
Ne yanardağ tanır ne demir siper
Çanakkale Destanı: “Yedirdik onlara top baklavası” Cihanda kimseden yoktur pervâsı
İkdam gazetesi, “Cenk Destanı “ başlığı altında, “(Türk’ün Atıldık boğuştuk süngü süngüye
Destanı)nı okumayan Türk yoktur. Bu berceste eserin Bakmadık yaraya düşen ölüye
nâzımı, muhterem ve millî şairimiz Nedim Beyefendi, Sanki aç arsanlar daldı sürüye
bu kere (Çanakkale Destanı) adıyla bir yeni destan daha Kırıldı binlerce düşman kafası
yazmıştır. Eserin ilk sahifesinde okuduğumuz: “Çelik
kal‘adaki demir orduya / Hediyedir, yiğit erler okuya” Dört aydır Boğaz’da her gün her gece
beytine nazaran sevgili şairimiz bu eserini Çanakkale Çalışıp duruyor bilâ-netice
kahramanlarına ithaf eylemiştir” bilgisini vererek, şiiri Niyeti kaçmaktır zannım, gizlice
şöyle takdim eder: “(Cenk Destanı) baştanbaşa sehl-i Dayanmaz bozuktur onun mayası
mümteni‘ eddedilecek derecede sade, selis, millî bir
eserdir ki okuyan her Türk’ün kalbinde derin, samimî, Ey Türk oğlu yine keyfin yerinde
ulvî hisler uyandıracak ve Türklerin hamâsetine ebedî bir Ateşli yeller mi esti serinde
destan olacaktır. Gazetenin hacmi müsait olsaydı bu eseri Dökülen kanında gayret-i Türk’te
baştanbaşa nakl etmek isterdik. Şimdi ancak birkaç kıtasını Okunur Resul’ün Hakk’ın rızası”
iktibas edebiliyoruz. (Cenk Destanı) şöyle başlıyor: İkdam, 20.08.1915
392