Page 350 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 350
Basında
ARIBURNU KAHRAMANI ÇANAKKALE
MEHMED ÇAVUŞ İkdam, 18 Temmuz 1915
ZAFERİ
1915-1916
“Allah’ın kudretine bakın ki, ilk attığı mermi, kazmağa uğraştığımız kaynağa saplandı.
Aradığımız su kaynamağa başladı. Hakk’a hamd ü senâ ettik. Suyu şükür ile içtik. Kuvvetimiz yerine geldi”
“Cesaret Tepesi Kahramanı Mehmed Çavuş”
“Cesaret Tepesi Kahramanı Mehmed Çavuş” başlıklı haberinde İkdam, Arıburnu’nda Cesaret Tepe adını alan mevkiyi büyük
bir fedakarlıkla savunan Kırşehirli Mehmed Çavuş’un hikayesini şöyle anlatıyor:
“Arıburnu’nda, Osmanlı ordusu için fevkalâde ehemmiyeti haiz bir tepeyi; maiyetindeki takımıyla, düşmanın en müthiş
ve cehennemî ateş ve savletleri altında, işgal ve muhafazaya muvaffak olan ve bu uğurda birkaç gün müddetle harika
derecesinde fedakârlıklar ve yararlıklar göstererek mecruh düşen Mehmed Çavuşun berâ-yı tedavi (tedavi için) İstanbul’a
geldiği yazılmıştı. Mehmed Çavuş az müddet zarfında şifa-yâb olduğu (iyileştiği) cihetle senelerden beri göremediği
ebeveynini görmek ve sıla-i rahim etmek için me’zûnen (izinli olarak), memleketi olan Ankara vilayetinin Kırşehir sancağına
tâbi Mecidiye kazası köylerinden Sufalı karyesine âzim olmuştu (gelmişti).
Ahîren vürûd eden (Ankara) gazetesinde okunduğuna göre Mehmed Çavuş’un Ankara şehrine muvâsalatını müteakip
hakkında merasim-i ihtiramkarane-i kabul icra edilmiş, İttihad ve Terakki Kulübü’nde şerefine bir ziyafet keşîde olunmuştur.
Bu muhterem Gazi, Ankara’da bir gün kaldıktan sonra Vali, kumandan ve şehrin sair mülkî ve askerî me’mûrîn ve eşrafı
hazır olduğu halde parlak merasim-i teşyî‘iye ifa olunarak ana kucağına müteveccihen hareket eylemiştir. Mehmed Çavuş
kendisiyle mülakat eden (Ankara) gazetesi muharririne ebeveyni nezdinde kısa bir müddet kaldıktan sonra hemen
kıtası(nın) başına avdet edeceğini söylemiş, menkıbe-i kahramanânesine ait olmak üzere âtide münderiç şayan-ı dikkat
fıkrayı nakl ü hikaye eylemiştir:
Düşman bombası kuyu açtı
‘Düşman, Cesaret Tepesi namını alan tepede mahsur bulunduğumuz sırada, susuzluk bizi pek ziyade tazyik ettiğinden
tepenin eteğindeki (Korkulu) Dere’de bir çamur menbaı teşkil eden yeri kazarak mehmâ-emken (mümkün mertebe)
–içebilecek kadar değilse de– dudaklarımızı ıslatacak kadar su çıkarmağa teşebbüs ettik. Düşman bize bunu da çok gördü,
hemen bataryalarıyla üzerimize ateş açtı. Allah’ın kudretine bakın ki, ilk attığı mermi kazmağa uğraştığımız menbaa saplandı.
Aradığımız su kaynamağa başladı. Hakk’a hamd ü senâ ettik. Suyu şükür ile içtik. Kuvvetimiz yerine geldi. Allah’ın bize mu‘în
olduğu hakkındaki imanımız kat kat kuvvetlendi. Cesaretimiz bir o kadar daha arttı.’”
İkdam, 18.07.1915
“Mehmed Çavuş, buradan geçti”
“Kırşehir 17 (Temmuz Rumi) – Arıburnu’nda gösterdiği şecaatle kesb-i temeyyüz
etmiş olan Mehmed Çavuş (Mülazım Mehmed Efendi) buradan geçti. Muazzez vatanın
müdafaası için fedakarlık eden her kahraman gibi samimi bir surette karşılandı.
Mehmed Çavuş, vazifesini ifaden başka bir şey yapmadığı için bu ihtiramlara layık
olmadığını beyandan sonra (Yoldaşların oradaki kahramanlıklarını işittikçe gece
gözüme uyku girmiyor. İzin zamanım dolmadan hemen yine sevgili Çanakkale’ye,
siperlerime döneceğim. İnşallah yoldaşlarımla bu sefer de İngiliz ve Fransız cesetleriyle
dereleri doldururuz) dedi.”
İkdam, 01.09.1915
Mehmed Çavuş: “Hemen
siperime döneceğim”
“Kırşehir 17 Ağustos
(Rumi) – Arıburnu’nda
gösterdiği şecaatle kesb-i
temeyyüz etmiş olan
Mehmed Çavuş, (Mülazım Mehmed Efendi) buradan geçti. Muazzez vatanın
müdafaası için fedakarlık eden her kahraman gibi samimî bir surette karşılandı.
Mehmed Çavuş, vazifesini ifadan başka bir şey yapmadığı için bu ihtiramlara layık
olmadığını beyandan sonra, ‘Yoldaşların oradaki kahramanlıklarını işittikçe gece
gözüme uyku girmiyor. İzin zamanım dolmadan hemen yine sevgili Çanakkale’ye,
siperlerime döneceğim. İnşallah yoldaşlarımla bu sefer de İngiliz ve Fransız
cesetleriyle dereleri doldururuz’ dedi.”
Sabah, 01.09.1915
“Yoldaşlarımla taarruza kalkıp düşmanı denize kadar kovaladık”
Arıburnu kahramanı Mehmed Çavuş, çavuşluktan mülazımlığa terfi ettikten sonra, yaşadıklarıyla
ilgili detayları Milli Ajans muhabirine aktarır. Bu bilgiler, Tasfir-i Efkâr’ın “Mehmed Çavuş’un
Beyanatı” haberinde yayınlanır:
“Tepenin düşman tarafından tehdit olunduğunu görünce takımıma ‘Süngü tak’ emrini verdim ve
biraz sonra ‘Süngü takan ileri atılsın’ dedim. Ve hemen tepeye tırmanmaya koyuldum. Düşman
tepeyi mitralyöz ve top ateşiyle yalıyor, oralarını yakıp kavuruyordu. Fakat biz tınmadık, Allah’a
sığınarak ilerledik… Akşam üzeri tepeyi tutmuştuk. Üç gün üç gece siper içinde kimsenin haberi
olmaksızın öylece kaldık… İhtimal ki herkes bizi ölmüş biliyordu. Biz orada ateş ede ede yerimizden
kımıldamadık. Üçüncü günü akşamı takımdan bazısına geceleyin bir adam sürünüp geçebilecek
kadar bir yol kazdırdım. Bu yolla kıtama halimi bildirdim. Cephane, yiyecek aldım… Düşman ise
hiç rahat vermiyor, günde bizi en azdan üç defa yokluyordu. Bunun böyle bitmeyeceğini anladım
ve arkadaşlara taarruza hazırlanmalarını söyledim. Zaten bu harpte askeri sevindirmek ister misin,
‘Taarruz var!’ de… Sevinçlerinden hep bir ağızdan ‘İnşallah’ diyorlar. Ne ise, yoldaşlarla taarruza
kalktım… Ve düşmanı kovalaya kovalaya deniz kenarına kadar sürdüm. Düşman da bir daha gelip
bize saldırmaya cesaret edemedi. Bir-iki gün sonra da diğer askerle kavuştuk.”
Tasfir-i Efkâr, 09.07.1915
350