Page 74 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 74
Basında
SEDDÜLBAHİR KAHRAMANI ÇANAKKALE
MEHMED ÇAVUŞ Tasfir-i Efkâr, 6 Mart 1915
ZAFERİ
1915-1916
Harp nişanı ile taltif edilen Mehmed Çavuş’un fedakârlığını takdîren
bazı zevat teberruatta (bağışta) bulunmaktadırlar
Milli Ajans yardım kampanyası başlatıyor
“Düşmanın ‘Seddülbahir’(e) asker çıkarmağa yeltendiği sırada
Mustafa oğlu Mehmed Çavuş namında bir kahramanın, maiyetindeki
bir avuç kişi ile arslanca mukabele ve iki yerinden yaralandığı
halde düşman askerini takiple bunları defettiği bildirilmişti.
Başkumandanlık Vekalet-i Celilesi tarafından ahîren ihdas olunan
harp nişanı ile taltif edilen Mehmed Çavuş’un fedakârlığını takdîren
millet namına bir hediye olmak üzere bazı zevat Ajans vasıtasıyla
teberruatta (bağışta) bulunmaktadırlar. Bu hediyeye iştirak edecek
zevatın esamisi (kişilerin isimleri) bildirilecektir.”
Tasfir-i Efkâr, 09.03.1915
Kayseri’den altın saat
“Kayseri 1 (Mart Rumi) – Vatan toprağına tecavüz eden düşmana karşı bir
Osmanlı’nın sine-i besâleti(nini) bir sedd-i âhenîn olduğunu bilfiil ispat eden
Seddülbahir kahramanı Mehmed Çavuş’a Kayseri ahalisi altın bir saat ihdâ
etmişlerdir.”
Sabah, 15.03.1915
“Mehmed Çavuş ve 20 askeri süngü hücumuyla düşmanı kaçırdılar”
Sabah, Osmanisher Lloyd’dan naklen verdiği “Çanakkale Bombardımanı
Hakkında”daki haberinde, Wollf Ajansı muhabirinin (3 Mart 1915 tarihindeki)
Mehmed Çavuş’un başarısını, dünyaya şöyle duyurduğunu yazıyor: “… Sekiz ilâ
on sefine-i harbiye sabahtan akşama kadar binlerce gülle ve şarapnel atmışlardır.
Yenişehir ve Kumkale bütün gün duman içinde idi. Buna rağmen Osmanlı piyadesi
bir hatve (adım) geri çekilmemiştir. Düşman, toplarının taht-ı himayesinde olarak
ba‘dehû asker ihracına teşebbüs eylemiştir. Osmanlı piyadesi, bu askeri tüfenk ateşi ve
el humbaraları ile istikbâl etmiştir. Karaya çıkarılan efrad (askerler) dört yüze kadar
iblağ edildiği (ulaştırıldığı) halde yetmiş-seksen telef bırakarak ric‘at etmekten başka
bir şey yapamamışlardır. İngilizlerin ölüleri denize attıkları müşahede edilmiştir.
Asâkir-i Osmaniye buradaki muvaffakiyetlerini cesaretlerine, itidal-i dem ve iyi idare
edilmelerine medyundurlar (borçludurlar). Seddülbahir’e düşman, altmış kadar asker
çıkarmış, fakat Mustafa oğlu Mehmed Çavuş yirmi kadar neferle süngü hücumu
yaparak İngilizleri firar etmeğe mecbur eylemiştir. Bu iki muharebede Türklerin
zayiatı ancak altı şehid ve 35 mecruhtan ibarettir. Kumkale ve bütün sahil Türklerin
elindedir...”
Sabah, 12.03.1915
Çanakkale’ye ilk yardım, Ayvacıklılardan
Milli Ajans muhabirinin Ayvacık’tan bildirdiği “Ayvacıklıların
Cidden Vatanperverane Semahâtleri” başlıklı habere göre
“Boğaz’ın altı Şubat tarihli bombardımanında düşman
güllelerine karşı namus-ı milleti mertcesine müdafaa eden
arslan yavrularımıza tevzi‘ olunmak (dağıtılmak) üzere
kazamız ahalisi yüz lira teberruâtta bulunmuştur.”
Tasfir-i Efkâr, 24.02.1915
“Kahraman Mehmed Çavuş”
Milli Ajans muhabirinin Çanakkale’den gönderdiği haber 6 Mart 1915’te tüm gazetelerde bir kahramanlık destanı olarak
verilir. O zamana kadar top atışları yapan düşman, Seddülbahir ve Kumkale’de karaya çıkmaya teşebbüs eder. Bu ilk hamle,
Mehmed Çavuş ve arkadaşları tarafından kahramanca durdurulur. Böylece düşmana birinci ders verilir. Düşmanın karaya
çıkışı ve kovalanışı şöyle anlatılıyor: “Üç büyük sandal derununda Seddülbahir mevkii civarına çıkan 60 kadar düşman askeri
7 torpido, 3 zırhlı ve bir kruvazörden mürekkep filonun ateşleri(nin) himayesinde karadan ilerlemek teşebbüsünde bulundu.
Düşmana pek yakın bir mevzide nısf (yarım) takımlık bir kuvvete kumanda eden Mustafa oğlu Mehmed Çavuş namında bir
kahraman, düşmanın bir müddet ilerlemesine ses çıkarmamış ve fakat ziyade sabredemeyerek, daha doğrusu vatan toprağını
düşmana çiğnetmemek iştiyakıyla titreyen efradını (askerlerini) tutamayarak onlar ile beraber süngü hücumu ile düşmana
arslanlar gibi saldırmıştır. Aradaki mücadele çok devam etmemiş ve kükremiş arslanlar gibi savlet (hamle) eden Osmanlı
dilaverleri önündeki düşman kamilen muzmahil olmuş (dağılmış) ve yirmiden ziyade maktul (ölü) ve mecruh (yaralı)
vererek perişan bir surette firar etmiştir. Mehmed Çavuş ise başından ve sağ memesi(nin) üstünden olmak üzere iki yerinden
yaralandığı halde yerde sürünerek maiyetinden ayrılmamış, bir taraftan bütün manasıyla kanını vatan toprağına îsâr ettiği
halde diğer taraftan efradını teşvik ve ateşe devam etmiştir. Nihayet tüfenkinin makinesi işlemeyecek derecede bozulduğu
vakit bu mert asker, eline geçen taşları atmak suretiyle, sandallarına kaçan düşman efradını takip etmiştir. Bu müsademede
yalnız (4) şehid ve (10) mecruhumuz vardır...”
Sabah, 06.03.1915
74