Page 64 - Basında Çanakkale Zaferi 1915
P. 64
Basında
ÇANAKKALE ÇANAKKALE
BOMBARDIMANI İkdam, 1 Mart 1915
ZAFERİ
1915-1916
“Yaralılarımız, hastaneye yatmaya tenezzül etmedi”
“Bugün taarruz yok”
“Dün Osmanlı Milli Ajansı tarafından tebliğ olunmuştur:
Bugün Çanakkale Boğazı’na düşman filosu tarafından
taarruz vuku bulmadığını menâbi-i resmiyeden aldığımız
malumata atfen beyan eyleriz.”
“Selanik’te Hasar-zede Bir Düşman Gemisi”
Bu başlığı taşıyan haberde, “Çanakkale bombardımanına
iştirak eden düşman sefâin-i harbiyesinden birinin
on gün kadar evvel güverte, direk ve bacaları ile diğer
cihetleri son derecede harap ve delik deşik bir halde
Çanakkale’den Selanik limanına iltica eylediğini ve
şimdi de Selanik limanında mezkur sefine-i harbiyenin
tamiratıyla uğraşılmakta bulunduğunu evvelki akşamki
trenle Selanik’ten şehrimize vürud eden bir zat,
muharrirlerimizden birine nakl eylemiştir” deniliyor..”
İkdam, 01.03.1915
“Dış istihkâmları bombalamak, çözüm değil”
Milli Ajans’ın Berlin 28 Şubat tarihli haberinde Doğu olaylarına tam bir vukufu
bulunan Mösyö Belit’in Çanakkale’de “hariç istihkâmâtın bombardımanıyla
meselenin halledilmiş olmayacağı” görüşü aktarılıyor.
Sabah, 01.03.1915
Siper eder gövdesini, geçit vermez bu muhafız!
Düşman ne zaman ki kendisine Boğaz yolunun açıldığını düşünüp son bir hamleyle 18 Mart’ta Boğaz’a yüklendi, o vakit acı gerçekle
karşılaştı. Övündüğü donanmasının en güzide zırhlılarını denizin dibine göndermek zorunda kaldı.
Üstteki yazı: Kapıların (Boğazların) Muhafızı
Duvar üzerindeki yazı: Karadeniz Kapısı
The Topeka State Journal, 06.03.1915
“Denizle kara arasındaki bu düelloyu dürbünle takip ettik”
Düşmanın Çanakkale bombardımanını izleyen bir kişi, ateş hattında
gördüklerinin ayrıntısını şöyle anlatıyor:
“Şubatın on ikinci Cuma günü sabahleyin saat üç buçuktan on
bir buçuğa kadar on iki büyük sefine-i harbiyeden mürekkep
(savaş gemilerinden oluşan) bir düşman filosu, Boğaz haricindeki
tabyalarımızı bombardıman etmiştir. Taarruzda bulunan sefâinden
(gemilerden) sekizi vakit vakit sevâhili (sahilleri) tarayarak ale’t-
tevalî (peşpeşe) top endahtına devam etmekte idi. Saat dokuzdan
sonra ateş Kumkale ve Seddülbahir istihkâmâtına müteveccih
olmak üzere daha ziyade iştidad kesbetmiş (şiddet kazanmış)
ve düşman filosu evvelce takriben (17) kilometreden endaht
ederken tedricen daha kısa bir mesafeye kadar takarrüp eylemiştir
(yaklaşmıştır). Artık düşman gemileri ufukta iyiden iyiye manzur
oluyordu (görülüyordu) ki o vakte kadar ancak dört-beş top atmış
olan tabyamızdan, büyük bir alevi ve müthiş bir tarraka ve ihtizazı
müteakip (gümbürtü ve sarsıntıyı takiben) amiral gemisi üzerinden
gemi direğinin dört misli irtifaına kadar beyaz ve kesif bir dumanın
yükseldiği müşahade olundu. Topçumuzun bu muvaffakıyeti
üzerine mezkur sefine alelacele ateş hattından çekilmiş ve bir tarafa
temayül ettiği halde gözden nihan olmuştur (kaybolmuştur). Fakat
Kumkale ateşi kesmeyerek on yedi gülle kadar daha savurdu. Ve
beş-altı tanesini hedefe isabet ettirdi. Biz ise, elimizde dürbün,
denizle kara arasındaki bu şiddetli düelloyu seyr ediyor ve tabyalarımızın muvaffakıyetinden dolayı büyük bir hiss-i inşirah ve
iftihar duyuyorduk. On bir buçukta düşmanlarımızın def’ olup gitmesiyle harp hitama (sona) erdi. Dört şehid ve gayet hafif
sekiz yaralımız vardır ki onlar da hastahaneye yatmağa bile tenezzül etmemişlerdir. Bombardıman esnasında kahraman asker ve
zabitlerimizle kumandanlarımızın ibraz ettikleri müessir şecaat ve mahareti tarif etmek mümkün değildir...”
İkdam, 01.03.1915
64